>İkinci Cumhurbaşkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı İsmet İnönü Kayseri’yi ziyaret edecektir. Partinin il teşkilatında çok geniş çaplı hazırlık yapılmaktadır. Ancak, Merkez ilçe başkanı Yılmaz Gavremoğlu’ nun da bulunduğu bir gurup İsmet İnönü’ nün konuşmalarında Allah kelimesini kullanmamasından huzursuzlar.
Cumhuriyet Meydanında yapılan miting boyunca gönüllerinden Paşa’ mız konuşması esnasında hiç olmazsa bir defa Allah kelimesini kullansa diye beklemektedirler. Ancak konuşma bitmiş, İsmet Paşa’ dan beklediklerini bulamazlar. Konuşma bitmiştir. İsmet Paşa ;
– Allah’ a ısmarladık vatandaşlarım der demez, bu gurup sevgi ile birbirleriyle sevinçle kucaklaşırlar.
– Paşamız Allah dedi.
Monthly Archives: Nisan 2010
>564.ALLAH DEDİ.
Kayseri Fıkraları içinde yayınlandı
>563.GÖZÜN AYDIN, GÖZÜN AYDIN.
>Mustafa Büyükkatırcı’ nın sünneti için davet çıkartılır. Kayseri dışından ve Kayseri’den bütün sülale Karadere Bağlarındaki ailenin evinde toplanırlar. Ankara’ dan gelen misafirlerden birisi, evin babaannesinin kardeşinin yeni evlendiği ikinci karısıdır. Yatıya kalırlar. Sabahleyin kalktıklarında yeni gelin hanım, görümcesi Fevziye Hanıma saygı gösterir ve “günaydın ablacığım “der. Günaydın kelimesinin ne anlama geldiğini bilmeyen Fevziye Hanım, gelininin yüzüne şaşkın şaşkın bakar. Cevap arar. Aklına ilk gelen kendince mantıklı karşılığı verir;
– Gözünaydın gelinim, gözünaydın der.
Yinede verdiği cevaptan emin değildir. Hemen tokhanaya girerek ,diğer gelini ne sorar;
– Kızım yeni gelin bana Günaydın dedi. Ben de ona Gözün aydın dedim. Yanlış mı söyledim? Diye sorar.
Gelini gülerek;
– Doğru söylemişin, Anne. Cevabını iyi vermişin.
Fevziye Hanımın tatlılığını herkes bildiği için, onu rahatlatmış.
Kayseri Fıkraları içinde yayınlandı
>562.EŞKİ EŞKİ YAPRAKTAN BİR ALAYIM
>Göğoğlanın Mehmet Ağanın oğlu Hamdi evlenecektir. Düğün yemeği için mahallede en uygun mekan Mehmet Gerçel’in evidir. Günlerce yemekler hazırlanır, davet edileceklerin listesi yapılır. Evin 8 yaşındaki büyük oğlu Hilmi, yakın komşulara okuyucu gönderilir. Ancak listede olmayan komşuları da çocuk haberdar eder.
– Göğoğlanın Fadime Halamın selamı var Düğün sofrasına buyuracaksınız …şeklinde davet eder.
Bu davet edilenlerin içerisinde Erkilet’ li Nuri Özkök’ün annesi Aliye Hala’ da bulunmaktadır. Aliye Hala rahatsızdır ama davet geldi komşu hatırı diye sofranın kurulduğu eve doğru diğer komşularla gelirken, düğün sahibi bir hatanın olduğunu anlarlar ve hemen özürlenir. Güngörmüş Aliye Hanım, işi bozuntuya vermeden,
– Hiç halimde yoktu, Gitmeye gitmezdim amma eşki eşki iki yapraktan alayım demiştim.
Kayseri Fıkraları içinde yayınlandı
>561.ERKİLETLİ GENÇLERİN OTOBÜSÜ KAÇIRMALARI
>Erkilet Nahiyesi’nin Belediye otobüslerinin Sahabiye Medresesi yanında ki ilk ve son durağında, Erkilet’e gitmek için gençler otobüs beklemektedirler. Ancak hemen durağın karşısındaki Mülazım apartmanında oturmakta olan pavyonda çalışan kadınları , evin balkonunda gören gençler, otobüsün geldiğinin farkına varmazlar ve otobüsü kaçırırlar. Bir saat sonraki otobüsle Nahiyeye giden gençlerden birisine babası sorar.
– Niçin geç kaldınız.
Genç sebebini açıklamaya çekinir. Ancak durumu anlayan gencin dayısı durumu şu şekilde izah eder:
– Bizim caş bizdikler, avzın danaçlara gişelirken uzun şase teğmiş. (Bizim gençler güzel kadınlara bakarken otobüsü kaçırmışlar)
Kayseri Fıkraları içinde yayınlandı
>560. SAPINIZ ÇOK DA DENENİZ DE ÇOK MU?
>Osman Bölükbaşı, Milliyetçi Köylü Millet Partisinin Genel Başkanı olarak konuşma yapıyor Kayseri’de. Öyle bir kalabalık var ki bir politikacıyı zevkten dört köşe edecek kadar. Lakin, Bölükbaşı, Kayseri’yi iyi tanıdığı için ihtiyatı elden bırakmamış. Kayserililer bu kadar kalabalık gelmişler ama bu kalabalıktan yeterli oy çıkar mı acaba? Konuşmasında bu şüphesini Kayserililere şöyle anlatmış:
-Kayserililer, sapınız çok gözüküyor amma deneniz de bu kadar çok çıkar mı?
(S.Burhanettin AKBAŞ)
Kayseri Fıkraları içinde yayınlandı
>559. AMCASI BİRAZ KIZSAN
>Çocuğun biri annesiyle caddede yürürken oldukça yaramazlık yapıyormuş, kadıncağız da bir türlü çocuğa sahip olamıyormuş. Kadın, Kayseri’de adet olduğu üzere yoldan geçen bir adama:
-Amcası biraz şuna kız, yaramazlık yapıyor, doğru durmuyor, demiş.
Adam, çocuğu karşısına almış:
-Niye dölek durmuyon ulan, o….punun çocuğu demiş.
Kadın dediğine diyeceğine pişman yola koyulmuş. (Osman Baloğlu)
Kayseri Fıkraları içinde yayınlandı
>558.ÇADIRI ÇALMIŞLAR
>Kayserili ve İstanbullu iki öğrenci kampta aynı çadıra düşmüşler. Gece yarısı İstanbullu öğrenci uyanmış ki gökyüzü görünüyor. Kayseriliyi hemen uyandırmış:
-Havaya bak, ne görüyorsun?
Kayserili yıldızlara bakmış:
-Evet, görüyorum. Şuradakiler ne güzel duruyor, aynı pastırma gibi, yandakileri birbirine ularsan sucuğa benziyor.
İstanbullu sinirlenmiş:
-Bırak pastırmayı, sucuğu, çadırımızı çalmışlar, onu söylemeye çalışıyorum.
Kayserili:
-Çadır diye tepemizdeki büyük çaputa mı diyorsun?
İstanbullu:
-Evet, onu diyorum.
Kayserili:
-Ben onu soğuk gelmesin diye dürüp altımıza koydum! (S.Burhanettin AKBAŞ)
Kayseri Fıkraları içinde yayınlandı